Hani eskiden gazetelerde sıkça karşımıza çıkardı; ‘iki resim arasındaki farkı bul’ oyunu oynardık. Bağış ve Yardım kelimeleri arasındaki farkı bulmak da aynı bu oyunu hatırlatıyor bana…Sadece bizim güzel ülkemize has bir kelime oyunu…
Size bir kaç sorum var;
- Siz bir arkadaşınıza/ komşunuza hiç o istemeden durup dururken çantanızdan çıkarıp para verdiniz mi?
- Hiç bankanızın durup dururken hesabınıza karşılıksız bir meblağ yatırdığı oldu mu?
- Hiç bir neden yokken komşunuz size belki ihtiyacın olur diye ‘bir kavanoz tuz’ getirdi mi?
Hiç sanmam…
Birinin size bir şey vermesi için önce sizin ihtiyacınızı bir şekilde ifade etmeniz gerekmez mi? İhtiyaç olmadan yardım olmaz. İhtiyacınızı göstermeniz bazen yeterli olur, ama çoğu zaman istemeniz gerekir.
İşte ‘Sormak/İstemek’ bu yazıdaki sihirli kelime… Fundraising dünyasındaki ingilizce karşılığı ‘The Ask’
Fundraising’in temeli istemektir; ihtiyacınızı ortaya koyup, bu ihtiyaç karşılandığında neye ulaşılacağını gösterdiğinizde o ihtiyacınıza cevap verecek insanlar ortaya çıkar. İşte bu kaynak geliştirmenin temelidir.
Ancak Türkiye’de sivil toplum kuruluşlarının gelişiminin önünü tıkayan birçok faktör sebebiyle bu anlayış gelişememiş ve tuhaf bir biçimde ‘bağış’ ve ‘yardım’ diye iki kavram ortaya çıkmıştır. Ben bu kavramlarla 2008’den beri fazlacahaşır neşirim.
Türkiye’deki kanunlarına göre bağış ve yardım aşağıdaki şekilde ayrılır*;
- Bağış, talep edilmeden, malvarlığının bir kısmının veya bütününün belirli bir amaca yönelik olup olmadığına bakılmaksızın verilmesi
- Yardım, doğrudan ya da dolaylı talep edilmesi üzerine, malvarlığının bir kısmının veya bütününün belirli bir amaca yönelik olarak verilmesi
Bu tamamen bizim ülkemize has bir ayrımdır. Aslında bağış ve yardım aslen birbirinden ayrılamaz, bağışın talep edilmeden gelmesi durumu akla yatkın değildir. Bunu ancak büyük kurumlar daha görünür olduğu için alabilirler ama adı sanı bilinmeyen, ama çok güzel işler yapan bir avuç insanın kurduğu bir derneğe kendi kendine bağış gelmesini beklemek hayalcilik olur.
Kaldı ki ister büyük, ister küçük olsun ihtiyacını ortaya koymadan bağışın gelmesi mantıkla örtüşmez. Bu sebeple dünyada bütün kaynak geliştirme çalışmaları bir tek kavram üzerinden işler: Bağış… Ve bağış talep edilen bir şeydir.
İstemekle ilgili fundraising dünyasından bir kaç özlü sözü paylaşarak bitiriyorum yazımı…
‘They can’t say “yes” unless you ask!’ : Siz sormadığınız sürece ‘evet’ diyemezler.
‘Ask without fear’: Korkmadan sorun.
‘Money doesn’t have legs. You have to ask for it’: Paranın iki bacağı yoktur, gelmesi için istemeniz gerekir.
Özetle kuruluşunuzun amacını gerçekleştirmek için istemekten korkmayın. Unutmayın ki istemek için güzel bir sebebiniz var. Sevgilerle…
*Yukarıda kullandığım terimler Yardım Toplama Kanun tasarısından alıntıdır, ancak varolan kanundaki algı da farklı değildir.
Yazar Hakkında
Fundraising Okulu’nun kurucusu olan Güneş Yıldırım, Hacettepe İngilizce İktisat mezunu. Uzun yıllar Uluslararası Çevre kuruluşu Greenpeace, BM Çocuklara Yardım Fonu UNICEF’te ve TEMA Vakfı’nda kaynak geliştirme alanında yöneticilik yaptı, kuruluşların yerel, bölgesel ve uluslararası gelişimine, sürdürülebilir kaynak sağlanmasına katkıda bulundu. Sivil toplum kuruluşlarına kaynak geliştirme stratejisi oluşturma ve bağışçı bağlılığı sağlamaya yönelik eğitimler ve danışmanlık hizmetleri veriyor.
Umut E. Senol
Mart 03, 2013
ÇOK AMA ÇOK GÜZEL bir yazı olmuş ellerinize sağlık Güneş Hanım. Keşke bu yazıyı içişleri bakanlığı Dernekler dairesi başkanlığındaki her görevli memur ve amir okuyabilse! okumakla da kalmıyor iki resim arasındaki farkı görebilse ve daha da önemlisi bir şeyleri değiştirmek için elini taşın altına koyabilse! Ama maalesef çok zor. Umudum var elbet ama gerçekten çok zor. 1980 lerde bir deli bir kuyuya taş atmış ve yıllanan, yosun tutan o kuyudan o taşı çıkarmak ise 40 akıllının bile harcı değil artık. Bir ülkenin koca dernekler sistemini bir mantık hatasına oturttuktan sonra her şeyi değiştirebilmek, inanç güç ve kararlılık istiyor. Bu da devlet kademesinde çalışan insanların alabileceği bir risk, bir cesaret değil.
Türk dil kurumunda bile bağışa yardım, yardıma bağış denirken kanunun bunu iki farklı kavram olarak tanımlaması gerçekten ilginç ve bu işin içindekiler içinde üzücü.
Yakında yapılacak yardım toplama kanunundaki değişiklik için öneri isteyen dernekler dairesine sizin yazınız kadar güzel olmasa da bu iki kavram arasındaki farkın anlamsızlığını ve derneklere verdiği zararı anlatan bir yazı yazdım ve kendi ellerimle teslim ettim. İşe yarayacağını sanmasam da denedim..
Tekrar ellerinize sağlık demek istiyorum. Diğer yazılarınız gibi bu yazınızda çok aydınlatıcı…