Blackbaud sivil toplum kuruluşlarının durumunu kaynak geliştirme açısından inceleyen yeni bir araştırma yayınladı.
Bu sene araştırmaya 9 ülkeden 1516 kuruluş katıldı. Kuzey Amerika 726, Avrupa Ülkeleri 648, Avustralya and Yeni Zelanda 142. Gelişmiş ülkelerden oluşan bir katılım listesi….
‘Türkiye’de bu sonuçlar bizim ne işimize yarar ki’ diye sorabilirsiniz?
Kaynak Geliştirme ile ilgili deneyimlerimiz gösteriyor ki çoğu zaman tekerleği yeniden keşfetmeye gerek yok. Kültürel farklar elbette olmakla beraber, söz konusu bağış olduğunda insan davranışları birbirine büyük benzerlik gösteriyor.
Bu ülkeleri takip etmek aynı zamanda bize önümüzdeki dönemlerde karşılaşacağımız zorluklar, gelişim trendleri hakkında bir öngörü sağlıyor.
Araştırmada ilgimi çeken bazı bilgileri sizin için derledim;
- Araştırmada kurumlara kaynak geliştirmede yaşadıkları en büyük zorluklar / kolaylıklar sorulmuş. Belirtilen en büyük zorluk, ihtiyaca uygun donanıma ve deneyime sahip çalışanlar bulmak olarak tanımlanmış. Destek bulmakta en büyük kolaylaştırıcının ise topluluğun kurumun misyonuna tutkuyla inanması ve kuruma duyulan güvenilirlik, itibar olduğunu belirtmişler.
- Büyük kuruluşlarda kaynak geliştirmeye ilişkin iyimserlik küçük kuruluşlara göre daha yüksek.
- Birden fazla metodu birbirine entegre ederek kaynak yaratan kurumların yeni bağışçı bulmaya yönelik iyimserliği, sadece tek bir yöntemle kaynak geliştirmeye çalışan kurumlara göre daha yüksek.
- Çoğu ülkede, sivil toplumun genelinde online bağışlar hala toplam kaynakların düşük bir yüzdesi. Ancak gelirlerinin %25inden fazlasını online yöntemlerle sağlayan kurumlar da az değil. Online bağışlar konusunda en fazla kendini geliştirmiş ülke Avustralya. Bu araştırmaya katılan Avustralyalı kurumların içerisinden online bağış gelirleri toplam gelirinin %25inden fazla olan kuruluşların oranı %29.
- Araştırmada bağışçıların kuruma bağlılıklarını ölçen bazı istastiklere yer verilmiş. Burada önemli bir bilgi; bağışçı bağlılığı yüksek olan kurumların, bağış ulaştıktan sonra hemen 10 gün içerisinde mutlaka bağışçısına teşekkür eden kurumlar olduğu belirlenmiş.
- Sosyal ağlar ve ‘peer-to-peer fundraising’ diye bilinen; kişilerin kendi kontaklarını harekete geçirerek topladığı bağış yöntemi en hızlı gelişmekte olan alanlar arasında. Türkiye’de de güzel örnekler çoğalıyor; örneğin Türkiye’de Adım Adım Oluşumu gönüllüleri bunun en iyi örneği…
- Varolan bağışçıların çevrelerine tavsiyesi yoluyla yeni kazanılan destekçilerin önemli bir kaynak olduğu vurgulanıyor.
- Mobil teknolojileri kullanarak kaynak geliştirme de üzerinde durulan konulardan biri. Emailların, websitelerinin, bağış formlarının mobil araçlarla uygun olarak optimizasyonu büyük önem kazanmış durumda.
Umut
Aralık 18, 2012
Bu önemli raporun bizlere ulaşmasına aracı olduğunuz için çok teşekkürler